Sanattan gastronomiye, seyahatten güzelliğe “çevre bilinci”ni işlerinin
merkezine koyan altı başarılı kadından sürdürülebilirlik yolculuklarını,
üstlendikleri sorumlulukları ve onlara umut veren değişimleri dinliyoruz.
“Sürdürülebilir sanata en azından iki farklı
açıdan yaklaşıyorum. İlki, çevresel konuları
ele alıyorum. Doğaya yapılan tahribatı
eleştiriyorum. Bitkileri basit bir yaşam
biçimi olarak sunan ve ruhsuz olduklarını
söyleyen bakış açısını reddediyorum.
İnsanı, bitkisel yaşamın devamı ve bitişiği
olarak görüyorum. Beymen Promise
kapsamında ürettiğim ve Beymen Zorlu
Center’da sergilenen ‘Kilidini Aç’ eserim
ile Anadolu’nun geleneksel dilek ağacını
hatırlatıyorum. Ama benim dilek ağacımda
kumaş parçacıkları değil, anahtarlar asılı.
Bitkilere saygı, daha sürdürülebilir bir
yaşam tarzına ulaşmanın sırlarını açığa
çıkarabilir.”
“Sürdürülebilir sanat yaklaşımıma yön veren bir diğer konu malzeme seçimi. Geri dönüştürülen, atık ya da ileri dönüştürülebilecek tekstilleri tercih ediyorum. Beymen için atık kumaşlardan yaptığım ‘Yeniden Umut’ eserim, geri dönüşümün önemini vurguluyor. Çevre üzerindeki etkilerimizi azaltmak için ürünleri geri dönüştürelim, onaralım ve kullanmaya devam edelim. Geri dönüşüm, yeniden kullanım ve onarım, alışkanlık haline gelmeli. Hatırlatmak isterim; kadınlar asırlarca, dünyanın her yerinde atık kumaşlardan yararlanarak giysiden yorgana çok kullanışlı işler ürettiler. İşlerimde kadın emeğinin önemini vurgulamak; nakışları, dantelleri ve her türlü güzel el işini eski sandıklardan, gardıroplardan çıkarıp güncel sanat yapıtlarımda kullanmak ve onlara hak ettikleri görünürlüğü sağlamaya destek olmak istiyorum.”
“Sürdürülebilir porselen, geleneksel
anlamda zarif ve dayanıklı bir seramik
türü olarak bilinir ve genellikle sofra
takımları ve dekoratif ürünler için tercih
edilir. Ancak sürdürülebilir porselen
üretimi, bu ürünlerin yapımında daha
bilinçli bir yaklaşımı temsil eder; en önemli
nokta, atık miktarını minimumda tutmayı
hedeflemektir. Bu yaklaşım, üretimde
gereken malzemelerin tasarruflu şekilde
kullanılmasını; çamur artıkları, pişmiş
kırık porselenler gibi yan ürünlerin
geri dönüştürülmesini ve yeniden
kullanılmasını içerir. Bu, tıpkı doğanın
kendi döngüsü gibi bir geri dönüşüm
sürecine işaret eder. Reclay
koleksiyonumuz da atık malzemelerin
kullanımı açısından sürdürülebilir
porselen üretiminin bir örneği.”
“Sürdürülebilir tasarım, dünyanın sunduğu nimetleri anlama, saygı gösterme ve bu kaynakları mümkün olan en etkili ve uzun ömürlü şekilde kullanma felsefesini yansıtır. Bu felsefe, çeşitli alanlarda tasarım yaparken büyük önem taşımakta, özellikle de seramik gibi hammaddesi toprak olan, doğal kaynaklardan gelen ürünlerde... Sürdürülebilirlik ilkesi, seramikle çalışan sanatçılar için toplumsal sorumluluğun bir ifadesidir. Bu anlayış, tasarımın güzelliğin ötesinde bir amacı olduğunu; doğanın döngüsünü taklit ederek ve ona saygı göstererek insanlar için işlevsel ve estetik ürünler yaratmanın mümkün olduğunu gösterir.”
“İklim krizi her geçen yıl daha açık bir
şekilde belirginleşiyor ve artık bireysel
seçimlerimiz daha da önemli hale geliyor.
Ne satın aldığımız, ne sıklıkla satın
aldığımız ve kullanımdan sonra atık olarak
nasıl işlendiği konularına dikkat etmeliyiz.
Euromonitor International’a göre sadece
2018 yılında dünya genelinde 152,1 milyar
adet güzellik ve kişisel bakım ürünü satıldı
ve bu ürünlerin ambalajlarının büyük bir
kısmı geri dönüştürülemezdi. Tüketiciler
hala birçok ürünün sürdürülebilirlik
özelliklerini anlamakta güçlük çekiyor.
Bunun nedeni, güzellik endüstrisinin
çevresel çabalarının tutarsızlığı ve ortak
hedefler belirleme eksikliği. Daha fazla
işbirliği yapmanın, tutarlı hareket etmenin
ve etki yaratmaya yönelik çabaların
gerekliliğini vurgulamak bu yüzden çok önemli.”
“Lonjevite ürünleri, yalnızca sürdürülebilir tedarikçilerden sorumlu bir şekilde elde edilen yüzde 100 doğal içeriklerden üretiliyor. Sadece sizin sağlığınızı değil aynı zamanda çevre sağlığını da garanti altına almak için formüllerimizde zararlı kimyasallardan veya sentetik katkı maddelerinden kaçınıyoruz. Müşterilerimizi, bitmiş ürün ambalajlarını geri göndermeye teşvik ederek daha çevre dostu bir dünya için sürdürülebilirlik misyonumuza katılmaya davet ediyoruz.”
“Bir gezgin olarak atabileceğiniz pek
çok adım var. Gideceğiniz yere uçuşların
aktarmasız olmasına özen gösterin; zira
ne kadar fazla ve farklı uçuş, o kadar
karbon emisyonu demek. Hatta ‘yavaş
seyahat’ trendini kucaklayın ve uçak
yerine seyahatlerinizi tren yolculuğuyla
zenginleştirin. Eğer kalabalık seyahat
ediyorsanız otomobili tercih edebilirsiniz.
Aracınız çevre dostu değilse hibrit veya
elektrikli alternatiflere yönelmeyi
düşünmelisiniz. Karbon ayak izinizi
hesaplayıp, onu dengeleyecek kadar
ağaç ekebilirsiniz. Tüketimde yereli
önceliklendirebilir, ziyaret ettiğiniz
ülkenin yerel lezzetleriyle beslenebilirsiniz.
Sürdürülebilirlik bilincine sahip, çevre
dostu, doğayı ve kültürü koruma odaklı
şirket, tur, otel ve kurumları seçmelisiniz.
Kısacası ziyaret ettiğiniz her yabancı ülkeyi
eviniz gibi sahiplenin, kirletmeyin, koruyun.”
“İklim krizi hızla ilerliyor ve turizm sektörü maalesef bunun en büyük sorumlularından biri. Bugün değer kazanan; gittiği şehrin yerel kültürüne saygılı ve orayı anlamaya çalışan ‘gezginler’. Yani gittiği yeri sadece Instagram pozlarına malzeme yapmayıp orayı gerçekten anlamaya çalışanlar...”
“Sürdürülebilir mutfak, kullanılan
malzemelerden mutfak ekipmanlarına,
mutfakta harcanan zamandan gıdanın
ulaşılabilirliğine kadar düşünülmesi
gereken; atık çıkarımını minimuma indiren
ve geri dönüşümü ön planda tutan bir
anlayış. Mutfağımıza giren gıdanın yerli
üretim olması ve mutfaklarımıza minimum
eforla ulaşması, sürdürülebilir olabilmesi
için önemli.”
“Kendi mutfağımda uzun süredir atık
çıkarmadan üretim yapmaya çalışıyorum.
Plastik ürünleri mutfağımdan tamamen
çıkardım. Yerli ve lokal üretim yapan
yerleri tercih ediyorum. Marketten aldığım
ürünlerin sayısını çok azalttım. Mutfak
alışverişimi semt pazarlarından yapıyorum
ve genel ihtiyaçlarımı evime yakın küçük
işletmelerden gideriyorum.”
“Tüketici olarak market rafında gördüğümüz ambalajlı herhangi bir ürünün bize ulaşana kadar hangi aşamalardan geçtiğini, örneğin hangi ülkeden geldiği gibi detayları araştırmak gerek. Yerli üreticileri destekleyerek, kullanılan sebze ve meyvelerin çöp diye attığımız kısımlarını nasıl değerlendirebileceğimizi araştırarak ve uzun ömürlü mutfak ekipmanlarına yatırım yaparak sürdürülebilir mutfağa ilk adımı atabiliriz.”
“Küresel krizlerin etkilerini derinden
hissettiğimiz bir ortamda,
sürdürülebilirlik regülasyonlarının
uluslararası seviyede gittikçe arttığına
şahit oluyoruz. Net sıfır emisyona
ulaşmaya, doğal kaynak kaybını tersine
çevirmeye, biyolojik çeşitliliği eski haline
getirmeye ve paydaşlar için pozitif değer
yaratmaya odaklanan düzenleme ve
girişimlerle gittikçe gelişen regülatif
ortam, geleceğe yönelik heyecan verici
umutlar yaratıyor.”
“Biz, ‘Sustainability Matters’ mottosuyla
hareket eden bir stratejik yönetim
danışmanlığı şirketiyiz. Kendimizi,
geleceğin gerekliliklerine daha uygun
hale gelebilmeleri için markaların ve
şirketlerin yanlarında bulunan ve onları
eleştirmekten çekinmeyen dostları olarak
tanımlıyoruz. İş dünyasının olumlu
değişimi tetikleme ve etkiyi ölçeklendirme
gücüne inanıyoruz.”
“Adil ve kapsayıcı bir model ile yenileyici ve onarıcı sistemlerin tasarlanması gerekiyor. Şirketlerin sadece kendi operasyonlarından kaynaklanan etkileri değil, tüm değer zincirindeki pozitif ve negatif etkileri ele alması gerekiyor. Bu doğrultuda, günümüzde lider şirketlerin gösterdiği sorumluluk bilinci acilen tüm şirketlere yayılmalı ve geleneksel iş modellerini dönüştürmek üzere stratejik aksiyonlar hayata geçirilmeli.”
